Kış bitmek üzere ve artık depresyon hırkası veya battaniyeni bir kenara koyma vakti geldi. Bunlar yerine bir wormhole açıp da kendini 20+ sene öncesine, MS-DOS zamanlarına gönderebilmen gerekiyor. Bu yazıda da bunu yapmanın yolunu paylaşıyorum…
MS-DOS oyunları!
Özellikle 30lu yaşlardaki bir çok oyuncunun en keyifli dönemlerini yaşamalarını sağlayan bu oyunları tekrar hatırlama zamanı geldi, geçiyor bile! Tabii MS-DOS oyunları dendiğinde akla 8bit müzikler ve piksel piksel grafikler ve geliyor. Eh biraz da son dönemlerde her retro konseptin popüler olmasıyla ister istemez bir de Pac-Man ve Space Invaders grafikleri akla geliyor… Benim bu yazıda bahsedeceğim oyunlar aralıksız saatlerce oynanabilirliği olan, dünyasının içine çeken ve hatta multiplayer oynanabilen oyunlar.
Hala geliştirilmeye devam etmesiyle en tanınanlardan biri olacağını düşündüğüm Sid Meier’s CIVILIZATION ile başlamak istiyorum. En son sürümü ile hala benzer oynanabilirliği olan bu oyunun aslında içerik olarak neredeyse hiç değişmemesini takdir etmek lazım. Ama 1991’de MS-DOS’ta yayınlanan bu oyunun benim için asıl önemi, 1994’te yayınlanan Sid Meier’s Colonization’a öncelik etmesi oldu.,.
Sid Meier’s Civilization IV: Colonization,1 2008’de Civilization IV’ün, orijinal oyun gerektirmeden alınıp oynanabilecek ek paketi olarak tekrar karşımıza çıktı. CIV’in ek paketi olarak piyasaya sürülmesinin Colonization’un bağımsız bir oyun olarak algılanması ve daha popülerleşmesini gölgeleyen bir strateji olduğuna katılıyorum. Genel görünüm olarak ve bazı yeni eklenen (tüm sınırlar, askeri rütbe gelişimlerindeki opsiyonlar vb.) özellikler dışında tamamen farklı, hatta CIV’den çok daha keyifli olduğunu düşündüğüm için yepyeni bir oyun olarak ele alınılmasını tercih ederdim eski bir Colonization oyuncusu olarak.
Eski Colonization demişken… O zamanlar için inanılmaz detaylı bir içeriği olan bu oyunu aslında biraz civilization, biraz railroad tycoon biraz da pirates karışımı olarak düşünebiliriz. Eski Avrupa güçleri (İngiltere, Hollanda, Fransa ya da İspanya) olarak başlayabileceğiniz oyunda amaç yeni toprakları keşfedip, ticaretle zenginleşip zamanla bağımsızlığınızı ilan etmek. Oyunu farklılaştıran detayı ticari rotalar ve üretimler olsa da benim en keyif aldığım (hatta bunu tekrar tekrar yaşamak için sürekli baştan başladığım) kısım ise ‘Lost City Rumor’ları bulmak. Hele bir de fountain of youth bulunursa tadından yenmez! Gelsin göçler!
Şimdi gaza gelip başlayacaklar için bir kaç tavsiye zamanı:
1- Oyuna başlarken genelde İngiliz (daha hızlı göç) veya Hollanda (ticarette gelen zamlar daha insaflı) tercih etmenizi tavsiye ederim.
2- Kızılderililere başlarda saldırmak yarardan çok zarar getiriyor, alın siz göç eden civilian’ları, gönderin Kızılderililere eğitsinler…
3- Yayılmacı politika! Hemen bir kaç şehir kurup ticaret rotaları başlatın! (deniz kenarı olmasının ve şehirlerin birbirinden bağımsız üretimleri olmasının çok avantajı var)
4- Şehir kurdunuz, lumber mill ve carpenter’a ağırlık verin, her şeyin temeli tool. Tool <3
5- Founding fathers: Hernando de Soto (Lost City Rumor’ların dolu çıkmasını garantiliyor, Hernando olmadan risk almaya değmez) öncelikli tavsiyem. Peter Miniut de ikinci tavsiyem. Orijinal olarak Manhattan’ı Kızılderililerden 24$’a satın almış, oyunda da Kızılderililerin alanlarını şehirlerin ücretsiz kullanabilmesini sağlıyor. Kızılderilileri kızdırmayacağının pek bir garantisi yok ama!
Son olarak bu oyunu tekrar oynamaya niyetlenenlere kıyağım olsun – o asla bitmeyecekmiş gibi gelen başlangıç ekranını biraz daha erken geçmek için “to explore the Ocean Sea” kısmında birkaç defa enter’a basmanız ya da tıklamanız yeterli.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.