in

Reclaim the Fields

Hala toprağa dokunmaya can atan gençler var desem, hepsi kendi topraklarında çiftlikler kurmuş, büyüklerinden öğrendiklerini yeniliklere kapanmadan yaşatıyorlar, bir de bunlar usanmadan bir araya gelmek için çabalıyorlar desem, inanmazsınız sanırım.

Ben inanmıyordum!

Bükreş‘e ucuzundan bir bilet bulup, Bükreş’ten 400 km uzaktaki bir dağ köyü olan Roşia Montana‘ya, bir şirketin siyanürle altın ararken koca dağları yok ettiği, molozlarıyla da yeni tepeler “yarattığı” muhteşem Transylvania ormanlarına gidene kadar.(rosiamontana.org)

RECLAIM THE FIELDS

reclaimthefields.org tüm Avrupa’dan genetiği değiştirilmemiş tohumları, o tohumların yetiştiği topraklardaki yerli kültürleri, nehirleri, dağları; tek dişiyle bile doğa anayı ağlatan medeniyetin zulmünden korumaya çalışan gençlerin bir araya geldiği bir ağ.

 

reclaim the fields

21-30 Eylül tarihlerinde toplamda 200 civarı kişinin katılımıyla 3. kampını gerçekleştiren Reclaim The Fields, gördüğümüz bildiğimiz deneyimlerden oldukça farklı; gölde birbirini daha önce tanımamış insanların çıplak yüzdüğü, sonrasında aralarından herhangi birinin “şu yemeği yapalım” deyip, mutfakta işbaşı yaptığı, köylülerle birlikte köy meydanında serbest tohum takası yapıp, aynı esnada yüzlerce dolarlık konferanslarda bile göremediğimiz performansla COATI (coati.pimienta.org) sayesinde çimlerin üzerinde çember olarak otururken aynı anda 4 dilde çeviri sağlayıp, ertesi gün Roşia Montana’daki altın şirketinin bilgi ofisini ritim ve samba ekibiyle basan, tüm gün şirketin önünde oturup, kimseyi şirkete sokmayan,  daha ertesi gün Romanya’daki ECO-RURALIS‘den (www.ecoruralis.ro)  yaşlı amcaları çağırıp tartışma düzenleyen, gece olunca ateş yakıp eğlenen, sabaha uyanıp tekrardan deneyimlerini paylaşan insanların birarada geçirdiği on gün elbette doğa,kültür ve gençlik için müthiş gelişmelere gebe.

Anadolu‘daki deneyimleri paylaşmak, onlarca ülkeden, aynı yolda yürüdüğümüz dostları tanımak için Alakır Nehri Kardeşliği ve Kaldırımtaşı Kolektifleri olarak oradaydık.

Nemrut‘a tırmanmış, Dicle‘de yıkanmış bir Rumen’in dediği gibi “İnsanlara ne yapması gerektiğini söylemektense seçim yapma haklarını onlara bırakmak; bu aşamada alternatifler üretmiş olmak daha önemlidir.”

Bakalım biz bunu yaratabilecek miyiz?

Ne düşünüyorsun?

0 points
Upvote Downvote

mithatmarul tarafından yazıldı.

Comments

Bir cevap yazın

Yükleniyor…

0

Yorumlar

0 yorumlar

Dünya Kediler Günü

Guns n roses Turkiye’de!