Her on kişiden 7’si “Ahaaa buçok iyi bunu mutlaka al”, “ahaaa bu çok güzel mutlaka seyret”, “ahaaa bu var ya çok feci bir şey muhakkak ye”, dediği zaman o nesneye karşı tüylerim diken diken oluyor ve kesinlikle uzaklaşıyorum.
Ama bazı şeyler var ki onlar popüler değil klasik ya da en doğru tanımıyla “kült” oluyorlar ve onlardan her on kişiden on ikisi bahsetse bile soğuyamıyorum. Neden? Tüylerimi diken diken etmeyen detayda gizli şeytanlık ne?
İşin sırrı şu, biraz düşündüm ve çözdüm. Herkes beğenebiliyor, bahsedebiliyor, bilebiliyor, tanıyabiliyor ama herkes alamıyor, sahip olamıyor, gidemiyor, yapamıyor…
Bu sırrı benden önce Steve Jobs ve ekibi çoktan çözmüş olacak ki Mac’i, iPhone’u ve iPad’i yaratmışlar. Amacım kendimi dahi gibi göstermek değil zaten. Konu şu, arzu nesnelerinde şöyle bir durum oluyor ki onu satın almanız ona sahip olduğunuz anlamına gelmiyor, aksine o size sahip oluyor.
Bir Mac satın almak, onu tam kapasite kullanabilmek için hakkında düzenli dergi okumak, araştırma yapmak demek. Yani Mac için yaşamak demek. Ona layık bir sahip olmak demek.
Bu yüzden diyorum ki, gelin birlik olalım ve kim nereden ne bulup araştırıyorsa, kimden nereden yardım alıyorsa, bu yazının altında paylaşsın ve biz erelim muradımıza arzu nesneleri çıksın kerevetine..Ve gökten üç elma düşsün, biri Mac, biri iPhone, biri de iPad olsun!
Bu yüzden diyorum ki, gelin birlik olalım ve kim nereden ne bulup araştırıyorsa, kimden nereden yardım alıyorsa, bu yazının altında paylaşsın ve biz erelim muradımıza arzu nesneleri çıksın kerevetine..Ve gökten üç elma düşsün, biri Mac, biri iPhone, biri de iPad olsun!
Yorumlar
0 yorumlar